Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde yaşayan 85 yaşındaki Rezzan Ak, Koreli Ayla başta olmak üzere Koreli yetim çocukları yetiştiren ekipte yer alan Kore Gazisi Eşi İbrahim Ak’ın anılarını paylaştı. Paylaşılan anılarda bir dönem ülkenin gündemine oturan Ayla’nın yeni fotoğrafları ortaya çıktı.
Türkiye’nin Kore’ye asker göndermesiyle 1953 yılında Kore Savaşı’na giden Laboratuvar Teknikeri Çavuş İbrahim Ak’ın, bir dönem ülkenin gündemine oturan Koreli Ayla ile kesişen hikayesi de ortaya çıktı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde yaşayan 85 yaşındaki Rezzan Ak, Kore’deki Savaşta Koreli Ayla başta olmak üzere Koreli yetim çocukları yetiştiren ekipte yer alan Kore Gazisi Eşi İbrahim Ak’ın anılarını paylaştı.
AYLA’NIN YENİ FOTOĞRAFLARI ÇIKTI
İbrahim Çavuş, savaşta yetim kalan Koreli çocuklara sahip çıkmak için kurulan yetimhaneyi yöneten ekibin arasında yer almış. İbrahim Çavuş’un fotoğraflarında, Astsubay Süleyman ile özdeşleşen Ayla’nın da olduğu anılarda yerini alıyor. Fotoğraflarda Ayla’nın daha önce görülmemiş fotoğrafları da ortaya çıktı.
2014 yılında vefat eden Kore Gazisi İbrahim Ak’ın 85 yaşındaki Eşi Rezzan Ak, eşinin Koreli çocuklarla olan yakınlığını anlattı. Eşinin Kore savaşında çektirdiği fotoğraflara bakarak hüzünlenen Rezzan Ak, eşiyle anıları olan fotoğraflara da gözü gibi bakıyor. Rezzan Ak, Kore Gazisi eşinin aynı zamanda fotoğraf çekmeye çok meraklı olduğunu dile getirdi.
AYLA OLDUĞUNU FİLMDEN SONRA ÖĞRENDİLER
Rezzan Ak yaptığı açıklamada, “İbrahim Ak’ın eşiyim. Eşim 1953 senesinde gitti. 1954 senesinde Kore’den geldi. O zamanlara Kore’nin tamamen savaştan çıkmış derlenip toparlanmak istenen bir haldeydi. Ama savaş devam ediyordu. Bunlar oraya gittiği zaman tabii ki kısmen savaşın içine gittiler. O zaman sonradan filminde ‘Ayla’ olduğunu anladığımız çocukların resmi vardı. Savaşta öksüz kalan çocuklar için bir yetimhane alanı hazırlayıp üniformalarını giydirip ve orada ilk öğrettikleri şarkıda ‘Ankara Ankara güzel Ankara’ şarkısı. Onları her gün ziyaret ediyorlar bakıyorlar. Onlarla resim çektiriyorlar yani bir baba şefkati ile onlara sarılıp onları mutlu ediyorlar. Tabii 1954 senesine geldikten sonra eşimi 2014’te kaybettim” dedi.
FİLMİ GÖRMEYE ÖMRÜ YETMEDİ
Filmden sonra fotoğraflara tekrar baktıklarında çok duygulandıklarını ifade eden Rezzan Ak, “Fakat hayatta olsaydı ‘Ayla’nın filmini görseydi. O anılara döner onları bize izah ederdi. Bizler o filmi gördükten sonra bizler onun yaşadıklarını, yaşar şekline geldik. Eşim Ayla’nın yanında diz çökmüş resmini gördük. Onları görünce biz çok duygulandık. Yapılan işlerden çok çok mutlu olduk. Eşim fotoğraf çekmeye çok meraklıydı. İlk Seul’e gidiyor. Seul’den fotoğraf makinesi alıyor. Nerede olduğu tarih ve o izahatları veriyordu. Bize de kendisi getirdi. O resimleri. Resimleri albüm yapmış. Fakat seneler geçince Ayla’nın resimleri döküldü ama hepsi duruyor. 1 ay yol gittiler son zamanlarında duygusal anlar yaşadılar. Bunlar benim için çok değerlidir. Ben onların karşısında saygıyla eğilirim. Çünkü bir daha bulunamaz bunlar. Ayla’nın filmi olmadan onun Ayla olduğunu bilmiyorduk. Ama Ayla filmi olduktan sonra 2 tane resmi var o çocukların. O ikinci resimde Ayla olduğuna inandık” diye konuştu.